Ocak 07, 2010

YORUMLARDAN

Sevgili sünter çevreyle ve korumayla ilgili yazıma yorum yapmış.Bende bu yorumu sizlere aktarıyorum.GELECEK ÇOCUKLARIMIZIN,TORUNLARIMIZIN...DÜNYA BİZE EMANET!

Teşekkürler sünter.
Ben bütün bu yazdiklarinin yüzde 80ini uyguluyorum hic zor degil. Herkese tavsiye ederim.
Benim bu bilince varmam daha ziyade televizyonlarin aksam sabah halki bigilendirmesinden kaynaklandi. Özel programlar var burda(Almanya). Uzun uzun uygulamali bir sekilde anlatan gösteren. Bir yilda 700-800€ (Yaklasik 1700 TL) cebinize kaliyor. Hadi dünyayi düsünmediniz cebinizi düsünün. Her yil en az 1000-1700 arasi bir parayi cöpe atmis oluyorsunuz.Bizim su paramiz-elektrik paramiz-cöp paramiz da ciddi eksilmeler oldu. Kalorifer de ise sadece bir derece eksiltmekle bile yillik 300€ eksildi. Yil sonu aidatlari gelince de sanki havadan gelmis gibi seviniyoruz.
Bu kadar net nasil biliyorum. Ayni evde oturan yan komsumdan.Evin metre karesi ayni. Evde yasiyanlarin sayisi da ayni ama onlar her yil üste para verirken biz üste para aliyoruz:)Alisverise giderken illaki yanimda file yada sepetim olur. Naylon posetler burda parayla veriliyor marketlerde. Türkiyede ise hala bedava.
Su naylon posetlerin toprakta binlerce yil kaldigini bile bile aliyoruz hala.

Burda bu bilinc daha fazla.Cevre temizligine cok önem veriyorlar. Sadece önem degil ceza da veriyorlar. Insanoglu zora girmeden hic bir sey yapmaya yanasmiyor. Avrupada ki düzen de sadece cezalarin yüksek olusuyla saglaniyor. Yoksa onlarin bizden daha medeni olusuyla degil. Bir de bigilendirme cok fazla. Bizde televizyonlar hala bütün günü kari koca kavgasi birde evlendirme saklabanliklariyla oyalaniyorlar.

Hergün böyle yayinlara daha fazla yer versinler bakin o zaman nasil degismeye baslar insanlarin cevre bilinci.

Ocak 06, 2010

ELİMİZDEN GELENİN EN FAZLASINI YAPALIM! ÇOK ZOR DEĞİL!


Evde Yapabileceklerimiz
Birey Olarak küresel ısınmaya karşı yapabileceklerimiz:

Sadece oda ısısındaki her 1 derecelik azalma, ile yüzde 10 enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz. Ampül değiştirmek bile elektrik faturalarında %20’lik bir azalma sağlar. Tek başınıza bir fark yaratamayacağınızı düşünebilirsiniz ama 157,000 kişilik TNT ailesini düşündüğünüz zaman fark büyük olacaktır. Bilgilenin. Değişime kendinizden başlayın. Alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Protesto edin.

Çöp üretimini azaltalım. Daha az ambalajlı, dönüşümlü kağıtlı, plastik ve camlı ürünler satın alalım. Yılda 900 kg karbondioksit tasarruf edebiliriz. Kompostlama, seragazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olur.

Dönüşümlü kağıt kullanalım. Bilgisayarımızın yazıcı kağıdının yüzde 100 geri dönüşümlü olmasına dikkat edelim. Bir top kağıtta 2.25 kg karbondioksit tasarruf edebiliriz.
Minimal ambalajlı ürünler alalım; Az ambalajlı ürünler çöpümüzü yüzde 10 oranında azaltabilir. Yılda 540 kg karbondioksit tasarruf edebiliriz.

Kullanılmayan elektronik cihazların fişini çekelim; Ev aleti satın alırken sadece enerjiyi en verimli kullananlarını satın alın. Uzaktan kumandayla kapatılan aletler bir aileye yıllık 200 YTL'lik fazla enerji harcatır. Elektrikli aletleri uzaktan kumandayla değil, düğmesinden kapatın.

Elektronik cihazlar kapalı olsalar bile enerji kullanırlar. Kullanmadığımız zaman fişten çekerek 450 kg karbondioksit tasarruf sağlayabiliriz.

Bir ağaç dikelim; Ağaçlar bize mikro iklim ve sürekli nem sağlar. Karbondioksiti emer ve temiz nefes almamız için havayı temizler (Yılda 900 kg karbondioksit tasarrufu)
Pişirirken tencerenin kapağını kapatın, düdüklü tencere kullanın.
Suyu asla elektrikle ısıtmayın, ihtiyacınızdan fazla su ısıtmayın.
Güneş enerjisi kullanın. Çamaşır ve bulaşık makinelerinizi sadece tam doluyken kullanın.
Evinizi yalıtın. Evi havalandırırken ısıtma sistemini kapatın, camları tamamen açın ve hızlıca havalandırın. Yalıtım ve verimli havalandırma ısınma ihtiyacını yüzde 90 azaltabilir. Yaz aylarında evinizin güneş alan penceresine beyaz perde takın ve gün boyu kapalı tutun.

Toplu taşıma ve bisiklet kullanın. Otomobilinizi küçültün. Yakın mesafelere yürüyün. Uzun mesafeler için metro ve tramvayı tercih edin.
Arabamızı ortak kullanabiliriz, Eğer geniş bir araç kullanıyorsak, arkadaş ve yakınlarımızla işe aynı araba ile gidip gelmek yakıttan ve paradan tasarruf sağlar.
Araba lastiklerimizi yeterince şişik tutalım. Araba lastiklerinin gerektiği kadar şişik olmasına dikkat edelim. Bu küçük önlem yılda 112.5 kg karbondioksit tasarrufu sağlar.
Hava filtresini değiştirelim. Arabamızın hava filtresini her ay kontrol edelim, sıkça değiştirelim. Yılda 360 kg karbondioksit tasarruf sağlar.
Organik ve yerel ürünler tüketin. Sera gazlarının yüzde 18'inden çiftlik hayvancılığı sorumludur. Daha az et tüketin.
Evde en çok kullanılan 5 ampülü en az enerji tüketen cinslerle değiştirmek. 2.5 milyon evde yapılan bu uygulama ile 1 yılda 800.000 aracın atmosfere verdiği sera gazına eşdeğer tasarruf yapmış oluyoruz. Aynı zamanda elektrik faturamız da düşük gelecektir.
Evlerdeki 2. televizyonları teke indirmeliyiz.

Klimaların filtrelerini 3 ayda bir değiştirmeliyiz. Kirlenen filtreler hava akışını yavaşlatacağından cihaz daha fazla enerji harcayacaktır.
İşyerinize veya evinize alacağınız yeni ekipmanların mutlaka enerji tasarrufu fazla olanlarını tercih edin.
Su kullanımındaki savurganlık, hem enerji tüketimini, hem de su tüketimini artırmaktadır. Örneğin, diş temizliğinde ve traş olurken musluklar mutlaka kapatılmalıdır.
Tuvaletlerin sifonları, sızıntılara karşı gözden geçirilmelidir.
Aracınızı hortumla değil de kova su ile yıkayın.
Tüketimi azaltın. "Para sizin olabilir ama dünya hepimizin."
Bunları en az beş kişiye anlatın.
http://gezegenbenim.tnt.com.tr/EvdeYap.aspx

Ocak 04, 2010

Aralık 28, 2009

2010 FELSEFESİ CAN YÜCEL'DEN OLSUN...


2010 Yılında yaşam felsefemiz bu duygular olsun!
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...

Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
                              Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,

Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,

Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık

Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla,köpek görürsen okşa
çocuk görürsen yanağından makas al.

Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?

    Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
    Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
    Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
    Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
                           yüzünde güller açtıracak.

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada

Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..

Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

CAN YÜCEL



 

Aralık 27, 2009

EVİMİZİN GİRİŞLERİDE ŞIK OLMALI






















Evimizin girişlerinin önemli olduğunu düşünüyorum.Darda olsa ,genişte olsa ufak detaylarla holleri iç açıcı hale getirebiliriz.Hoş bir karşılama olur...

Aralık 26, 2009

EL EMEĞİ ÇOK ŞIK KOLYELER



 
Artık örgüden her şey yapılıyor.Kolyeler her kıyafetin üzerine olabilecek tasarımlar.

Aralık 24, 2009

YARIN ÇOK GEÇ OLMASIN !!! MONO SODYUM GLUTAMAT ...




MSG NEDİR?...

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.

MONO SODYUM GLUTAMAT

Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel

Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.

Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda

üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI ?

Buna okuduktan sonra siz karar verin.

 Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir
sistemi tahribatı ve

buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SARA
(Epilepsi)

Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma
mekanizmasında bozukluk,

obezite. Büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde
artış, ve buna bağlı diyabet.

Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar. Bu madde hamilelerde plasenta

bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara
maruz kalıyor.


Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği

CİPS'lerde çok kullanılmakta. Hazır köfte harçları, Et suyu

tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri
bir çok üründe var.

Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.

Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri
insaf, merhamet

gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha
büyümektir.

Bu mamuller, al benisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.

Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.

Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize
kazınır adeta.

Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya
tükettiğimizi görürüz.

Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz.
Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.

Yani  1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.

Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !....

Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik
ve doğaldır.

Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,

burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?

Ben henüz rastlamadım.

Gelelim genel sağlık boyutuna;

Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler,

çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar,
asabi çocuklar,

9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının

ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri.

Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar. Hastalıkları
üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler.

Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan,
sakıncalı hazır gıdalara varana

kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun
ciddiyetini anlayabilenimiz var mı?

Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.

Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında
yetersiz kaldığından,

yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.

Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli
olmasını istemezler.

Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği yeni sömürü
kaynaklarıdır.

Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık
tehlikesi  yaklaşan bir dünyada,

Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada,

Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada
yaşadığımızı asla unutmamalıyız.

Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız.

Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.

YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !.....

Aralık 22, 2009

Aralık 21, 2009

KOMİK OL,ŞARKI SÖYLE!






Uzmanlar, hayatın her anında kişinin karşısına çıkabilen strese karşı “kendi kendine konuşmak, şarkı söylemek, bağırmak, yastığı yumruklamak ya da havaya tekmeler savurmak” gibi ilginç yöntemler öneriyor.
 
Psikolog Göksu Göktaş, kişinin ruh haliyle ilgili olan stresin, kontrol edilmediğinde birçok biyolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirdiğini bildirdi. Göktaş, yaşamın neredeyse her anının stresle karşı karşıya geçtiğini belirterek, “sabah asansör bozuksa, trafik kötüyse, iş yerinde herkes gerginse, borçlar birikiyorsa, çocukların istekleri bitmek bilmiyorsa... Bu listeyi sonsuza kadar uzatabilirsiniz, ama bu, strese mahkum yaşayacağımız anlamına gelmez” “Olumlu düşünme, boşa gösterilen bir çaba olarak kalacaktır, ama kontrol altına alabiliriz. Stresle baş etme yöntemleri herkes tarafından uygulanması zor ve ‘nerede bende o şans’ dedirtecek kadar imkansız görünüyor, oysa, o kadar zor değil.”diyor.
 
Göktaş, maça giden erkeklerin evlerine döndüklerinde her zamankinden daha rahat göründüklerinin aile fertleri tarafından fark edilebildiğine dikkati çekerek, “Bunun nedeni maç sırasında bağırıp, bir süreliğine de olsa sorunlardan uzaklaşmadır. Bu nedenle, çevrenizde kimsenin olmadığına emin olduğunuzda kendi kendinize konuşun, bağırın, şarkı söyleyin. Kendi kendine konuşmak hakkındaki olumsuz yargıları da bir tarafa bırakın.
 
BİRKAÇ DAKİKADA RAHATLAMA TEKNİĞİ


Göktaş, evde strese girildiğinde komik bir şarkı söylemenin, hatta komik hareketler yapmanın, zorla da olsa gülmek ve çocuk ruhunu yakalamanın birkaç dakika içinde kişiyi rahatlatacağını bildirerek, şöyle devam ediyor;

“Zaman zaman fiziksel bir yük hissederiz. İçinizden bir şeyler devirmek, fırlatmak gelir. Bu gerçekten o anki bir ihtiyaçsa birkaç yastık yumruklayabilir, yerinizde hızlı koşma hareketi yapabilir, havaya tekmeler savurabilirsiniz. Bunları yalnız bir ortamda yapmak daha doğal olmanızı ve rahatlamanızı sağlar.”

Göktaş, stresi kontrol altına almada sporun gücüne de dikkati çekerek, “araştırmalar sürekli yapılan sporun stresi kontrol altına almadaki etkisini kanıtladı. Örneğin yürüyüş, yüzme, koşu ve tenis. Kendinizi yorgun hissetseniz bile spor yapmanız, akşam eve huzur içinde dönmenizi sağlayacaktır” diyor.

Psikolog Göktaş, bu önerilerin bazı kişilere komik gelebileceğini belirterek, “komik olduğunu düşünmeyin, mutlak uygulayın. Stresi kontrol altına aldığınızda komik bulduğunuz bu önlemleri yaşam tarzınız haline getireceğinizden emin olun” diyor.

Alıntı: ntvmsnbc.com

Aralık 19, 2009

KELEBEK YASTIKLAR



Kelebek yastıklar çocuk odaları için çok hoşlar.Çizimleri ve ölçülerinide verdim.Belki yaparsınız.