SAĞLIKLI YAŞAMDAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAĞLIKLI YAŞAMDAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eylül 13, 2017

ZAMANA BIRAK!



Sinirli ve hep kızgın insanlar kalp,kanser gibi hastalıklara daha çabuk yakalanıyormuş.
Ya sabır!Ya sabır!

Ağustos 11, 2017

SAĞ ELİ YANAĞA DAYA VE ...








Sol elin kendini dezenfekte edebilme özelliği varmış.Bu özelliğin sağ elde olmadığını biliyor muydunuz?Ben de yeni öğrendim.Nasıl oluyor bu durum diye...
Sağ elin avuç içinde ise uyumamıza yardımcı olan baloncuklar yer alıyormuş.Sağ tarafımıza yatıp yüzümüzü elimize yaslarsak,beyin uyku için uyarılırmış ve bu özellik insanın sağ elinde varmış.

Ağustos 06, 2017

YÜRÜMEK SAĞLIKTIR...





Yürümek için yer mi var diyenler olabilir.Doğrudur ama yine de yürümenin çok önemli olduğunu ,hele ki belirli bir yaştan sonra  20'-30 ' yeterli olduğu söylüyor araştırmacılar.

Ağaçlı yolda yürüyenler daha az dertleniyormuş.
Şehirde yaşayanlar daha stresli olduğu için ağaçlar arasında yürümenin çok yardımcı olacağını,kara kara düşünmekten alıkoyacağını söylüyorlar.
Deneyen ve köye sık sık giden birisi olarak bunun gerçekten faydalı olduğunu yaşayarak gördüm.



Mayıs 20, 2010

ÇOCUKLARIMIZ

Çocuklarınızı zihin açıcı gıdalarla besleyin! Örneğin;
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Metabolizma Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Ziya Mocan, hamile anneleri, protein yönünden zengin bir diyet yapması ve çocuklarına bir sene boyunca anne sütü vermeleri yönünde uyarıyor.Ayrıca;

- Sabahları kahvaltıda havuç, portakal, kayısı ve ananas karışımı meyve suları çocuğunuzun zihninin açılmasını sağlayacaktır.
- Günde beş tane ceviz ve bir avuç fındık zihinsel performansı artırır.
- C vitamininden zengin beslenmek, konsantrasyonu artırır. Bol bol kivi, ananas ve limon tüketilmeli.
- Karbonhidratlı yiyecekleri proteinli yiyeceklerle karıştırmayı unutmayın. Böylece hem protein hem de karbonhidrat, zihin açıklığı sağlar. Yani et ile pilavı, yoğurt ile makarnayı ya da peynir ile makarnayı birlikte tüketmesini isteyin.
- Balık içerdiği (n-3) ve (n-6) yağ asitlerinden zengin olduğundan zihin açıcı özelliğe sahiptir. Çocuklara ve gençlere çok iyi gelir.
- Kırmızı et de içerdiği zengin demir sayesinde konsantrasyonu arttırma özelliğine sahiptir."

Ocak 26, 2010

Büyük “Ama”nızdan Nasıl Kurtulursunuz?




Motivasyon öykülerimin birinde, sözcük darağacınızdan “Yapamam” ifadesinin çıkarılmasını salık veriyorum. Bence, “Yapamam” ifadesi, insanoğlunu en çok yetkisiz kılan sözcüklerden biridir. Bu yazıda da size büyük “ama”nızdan kurtulmak için ilham vermek istiyorum.

“Ama” sözcüğü, kendinden önce söylenen her şeyle çelişse ve onları olumsuzlasa da doğru olan birşeyi söylemek için kullanılır.

Başarı arayışınızda iletişim kritiktir. İster işyerinizde olsun, isterse sosyal çevrenizde, her gün temas kurduğunuz insanlarla yüksek kaliteli iletişim kurmadan başarılı olamazsınız.

En iyi iletişim kuranlar, en başarılı olanlardır. Zayıf iletişim, başkalarının algılama, anlama ve size tepki verme biçimlerini etkiler. Günlük diyaloglarınızda “ama”yı kullanan biriyseniz, bu, çift taraflı kılıç etkisi yapar ve başkalarının gözünde aşağıdakilerden biri olarak görünmenize neden olur.

“Ama” sözcüğünün yanlış kullanımından kaynaklanan bir numaralı anlam...

“Ama” sözcüğünü aşağıdaki örneklerde gösterildiği gibi kullandığınızda, kendinizle çelişir ve işini yapmayıp bahane uyduran kişi durumuna düşme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

Profesyonel ya da kişisel yaşamınızda kullanmış olabileceğiniz örneklerden bazıları şöyledir:

“Toplantıya zamanında gelecektim; ama, saati kaçırdım.”

“Daha başarılı olmayı isterdim; ama, bir üniversiteye ya da koleje gitme şansım hiç olmadı.”

“Daha zayıf ve formda olmayı isterdim; ama, egzersiz yapacak zamanım yok.”

Sanırım, ne demek istediğimi anladınız. Başarılı, motive ve kararlı görünmek isteyen biri olarak, başkalarının nezdinde sürekli bahane uyduran biri izlenimi vermek istemezsiniz.

“Ama” sözcüğünün yanlış kullanımından kaynaklanan iki numaralı anlam...

“Ama” sözcüğünü aşağıdaki örneklerde olduğu gibi kullandığınızda, olumsuz görünen ve konuşan biri olarak algılanmanıza neden olabilir. İnsanların sizin için çalıştıkları ya da size rapor ettikleri bir pozisyondaysanız, bu durum, elbette ekibinizin moralini bozacak ve onları yetkisiz kılacaktır.

Örnek:

“Sunumunu beğendim; ama, bunu daha önce hiç yapmadık.”

“İlerleme kaydettik; ama, hâlâ sayıca eksiğiz.”

“Hediye için teşekkür ederim; ama, bu rengi sevmem.”

Şu ana kadar şöyle bir soru sorabilirsiniz (bir radyo spikerinin derin sesiyle): “Pekala, beni bahane uyduran biri gibi göstermemesi ya da olumsuz biri gibi algılatmaması için hangi sözcüğü kullanmalıyım?”

Her anlamdan birer örnek alıp olumlu, güçlü ve proaktif yaklaşımı örnekleyelim.

“Toplantıya zamanında gelecektim ve saati kaçırdığım için özür dilerim. Bu andan itibaren toplantıya zamanında gelme konusunda daha dikkat edeceğim.”

“Sunumunu beğendim ve böyle birşeyi daha önce hiç yapmadık. Başarılı olmak için gerekli tüm kaynaklara sahip olabilmek üzere birlikte çalışalım.”

Olumlu sözcük “ve”yi kullanarak ve takip eden diyaloğu dikkatle seçerek, olumsuz bir durumu olumluya çevirebilirsiniz.

Şu sözümü unutmayın; “Yaptığınız her eylem, ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, yaşamda yaptığınız her şeyi tanımlar.” Tanıdığınız başarılı insanlara bakın ve iletişim kurma biçimlerini inceleyin. Başarı formüllerinin, kullandıkları sözcükler ve tonlama olduğunu göreceksiniz. Hemen bugün harekete geçin ve büyük “ama”nızdan kurtulun. 
 Yazar: Keith A. Shaw

Ocak 13, 2010

ANNEMMM!

Anacım dün baypass oldu.Çok ama çok heyecanlandım ve anacığımın bir kez daha benim için ne mukaddes bir varlık olduğunu anladım.Biz onun için üzülür ve heyecanlanırken O bize el açmış dua ediyordu.
Yarın yoğun bakımdan çıkacak. Durumunun çok iyi olduğunu söyledi doktoru.
-Korktuğum hiç bir şey olmadı, dedi.
Annem şeker ve tansiyon hastası.Bu nedenle zor bir ameliyattı.Hey gidi eski toprak hey...
ŞÜKÜRLER OLSUN!

Aralık 21, 2009

KOMİK OL,ŞARKI SÖYLE!






Uzmanlar, hayatın her anında kişinin karşısına çıkabilen strese karşı “kendi kendine konuşmak, şarkı söylemek, bağırmak, yastığı yumruklamak ya da havaya tekmeler savurmak” gibi ilginç yöntemler öneriyor.
 
Psikolog Göksu Göktaş, kişinin ruh haliyle ilgili olan stresin, kontrol edilmediğinde birçok biyolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirdiğini bildirdi. Göktaş, yaşamın neredeyse her anının stresle karşı karşıya geçtiğini belirterek, “sabah asansör bozuksa, trafik kötüyse, iş yerinde herkes gerginse, borçlar birikiyorsa, çocukların istekleri bitmek bilmiyorsa... Bu listeyi sonsuza kadar uzatabilirsiniz, ama bu, strese mahkum yaşayacağımız anlamına gelmez” “Olumlu düşünme, boşa gösterilen bir çaba olarak kalacaktır, ama kontrol altına alabiliriz. Stresle baş etme yöntemleri herkes tarafından uygulanması zor ve ‘nerede bende o şans’ dedirtecek kadar imkansız görünüyor, oysa, o kadar zor değil.”diyor.
 
Göktaş, maça giden erkeklerin evlerine döndüklerinde her zamankinden daha rahat göründüklerinin aile fertleri tarafından fark edilebildiğine dikkati çekerek, “Bunun nedeni maç sırasında bağırıp, bir süreliğine de olsa sorunlardan uzaklaşmadır. Bu nedenle, çevrenizde kimsenin olmadığına emin olduğunuzda kendi kendinize konuşun, bağırın, şarkı söyleyin. Kendi kendine konuşmak hakkındaki olumsuz yargıları da bir tarafa bırakın.
 
BİRKAÇ DAKİKADA RAHATLAMA TEKNİĞİ


Göktaş, evde strese girildiğinde komik bir şarkı söylemenin, hatta komik hareketler yapmanın, zorla da olsa gülmek ve çocuk ruhunu yakalamanın birkaç dakika içinde kişiyi rahatlatacağını bildirerek, şöyle devam ediyor;

“Zaman zaman fiziksel bir yük hissederiz. İçinizden bir şeyler devirmek, fırlatmak gelir. Bu gerçekten o anki bir ihtiyaçsa birkaç yastık yumruklayabilir, yerinizde hızlı koşma hareketi yapabilir, havaya tekmeler savurabilirsiniz. Bunları yalnız bir ortamda yapmak daha doğal olmanızı ve rahatlamanızı sağlar.”

Göktaş, stresi kontrol altına almada sporun gücüne de dikkati çekerek, “araştırmalar sürekli yapılan sporun stresi kontrol altına almadaki etkisini kanıtladı. Örneğin yürüyüş, yüzme, koşu ve tenis. Kendinizi yorgun hissetseniz bile spor yapmanız, akşam eve huzur içinde dönmenizi sağlayacaktır” diyor.

Psikolog Göktaş, bu önerilerin bazı kişilere komik gelebileceğini belirterek, “komik olduğunu düşünmeyin, mutlak uygulayın. Stresi kontrol altına aldığınızda komik bulduğunuz bu önlemleri yaşam tarzınız haline getireceğinizden emin olun” diyor.

Alıntı: ntvmsnbc.com

Kasım 04, 2009

YETER BE!!!!!!!!!!!


Yeter yahu,milletçe cinnet geçirtecekler...DOMUZ GİRİBİ şöyle böyle...aşı ol!aşı olma!Her kafadan bir ses...Ne bu be!!!isyan ediyorum.!!!!Hasta olmasakta bunlar bizi zorla hasta edecekler...Hay sizin rant kavganıza...Kim bilir hangi adi çıkarcılar bu mikropları üretip yayıyor dünyaya,sonrada aşısını bulduk deyip kazığı sonuna kadar itiyor kı.....
ALLAH SİZİ YOK ETSİN EMİ!!!

Temmuz 07, 2009

YAŞAMIMIZ İÇİN RENKLERİN ÖNEMİ!




İnsan bedenininin her bölgesi için ayrı bir rengin anlamını açıklayan Maranki, bir çok hastalıkla savaşmada da bu renklerin önemini açıkladı.

Mor: Başın tepe kısmı mor renkle ifade edilmekte. Moralim bozukderken, kelimedeki mora dikkat çeken Maranki, başa mor renkli bir şey takmanın kişinin moralini düzelteceğini de belirtti. Yaratıcılığın ve sanatçı ruhun rengi olan mor, düşünceyi olumlu yönde de etkileyen bir renk.

Lacivert:
Algılama rengi olarak da adlandırılan lacivert, 3. Göz rengidir. Alından boyna kadar olan bölgeyi kapsar. Düşünce gücünü arttırmak isteyenler lacivert rengi kullanmalıdır. Toplantılarda, ikili görüşmelerde ve benzeri durumlarda lacivert giyin insanlara tesir edersiniz. Ciddi bir renktir, düşünce gücünüzü arttırır.


Mavi:
Boyun kısmını kapsayan bölgenin rengi mavidir. Tiroidlerin olduğu bölgedir. Boyun kısmında bir problemi olan kişi maviye bakıp tedavi olabilir. Deneyin bunun hiç bir yan etkisi yok� diyen Ahmet Marabi, "Biraz asabileştiğinizde kendinizi dışarı atın veya pencereden gökyüzüne bakın. 7-8 defa burnunuzdan derin nefes alıp yavaşça verin. Başağrısı, migren, taşikardi, ateş basması, tiroidlerinin geçtiğini görecekler. Denesinler, sonuçta yan etkisi yok" telkininde bulundu. Maranki, çocukların düşüncelerini düzenlemek için çalışma odalarına mavi veya lacivert renkler konulmasının önemine değinirken, okulların sarı olmasına da dikkat çekerek, sarı rengin mide rengi olduğunu ve acıktırdığını söyleyerek obez vakalarına gönderme yaptı.

Yeşil:
Kalp ve akciğer rengi. Çarpıntısı olan insan hemen yeşil bir odaya ya da ağaçların arasına giderse, bir süre sonra çarpıntısı rahatlar. Hastalanmamak için renklerin önemine değinen Ahmet Maranki, "Kalp, damar, karaciğer, akciğer için yeşil tonlarında bulunmanızda önem var. Tabiatta, çimenlik bir alanda bulunmaya çalışın. Yeşile bakın ve o yeşilin enerjisini içinize çekin" dedi.


Sarı:
Mide rengidir. Mutfağınızın rengi sarı olabilir. Gayet leziz yemekler yersiniz, hazmınız kolaylaşır. Hazımsızlık çeken kişilerin, sarı bir ekin tarlasını düşünerek, hayal ederek, burnunuzdan derin nefesler alıp bu rahatsızlığını giderebileceğini söyleyen Ahmet Maranki, "Bu metodları bütün dünya kullanıyor" dedi.


Turuncu:
Organlarınızdır. Pankreas, safra kesesi bölgesidir. Turuncu şifadır. Diyelim ki safra kesenizde taş var. Turuncu renk bunu şifasıdır. Turuncu bitkiler de bunun şifasıdır.


Kırmızı:
Cinsel içgüdülerle ilgilidir. Yatak odalarını kırmızı boyayabilirsiniz. Yeni evliler pembe de kullanabilir.


Siyah
ve kahverengi kullanmamaya çalışın. Çocukların odaları mor, lila, mavi ve lacivert renklerde olması çocuklar için de iyidir.
Çok ilginç bir tespit Prof. Dr. Ahmet Maranki�nin ilginç bulguları arasında doğadaki sebze, bitki ve meyvelerin bir çoğunun insan bedenindeki organlara benzediği bilgisiydi. Maranki, hangi bitki hangi organa benziyorsa o organa şifa vereceği tezini savunuyor.

Mesela Malta eriği (yeni dünya), safra kesesine benzeyen bir meyvedir. Tabiattaki bir çok bitki, meyve, sebze de insan bedenindeki organlara benzer. Mesela fındık, kalbe benzer ve kalbe çok iyi gelen bir yiyecektir. Ya da patates mideye benzer.

Çiğ olarak patates suyu ve lahana suyu karıştırılıp içilirse mideye çok iyi gelir. Reflü, ülser, gaz sorunlarını giderir. Mesela 7 gün boyunca her gün oda sıcaklığında 2 su bardağı için. Bu karışıma havuç suyu da katılabilir. Ancak biraz zeytinyağ da konulmalı. Çünkü havuç yağda eriyen vitaminler ihtiva eder.
Beynin çalışması için ceviz çok önemlidir. Zaten cevizin şekli de beyne benzer.

Bütün meyvelerin çekirdeklerini yemenizi öneriyoruz.
Beyin de çekirdek hükmündedir. Avrupa da müsli yiyor insanlar. Müslinin içinde de arpa, yulaf, çavdar, kuru üzüm, buğday, ayçekirdeği, kabak çekirdeği, elma kabukları vs yer alır. Sabahları bunu meyve suyuna karıştırıp yerseniz, yüzünüzdeki çiller, akneler kaybolur, renginiz yerine gelir, kilonuz normale döner, saç dökülmeleriniz durur, çocuklarınıza da yedirin. Bütün meyvelerin çekirdeklerini çimlendirip de yiyebilirsiniz.


Yatağınızın altı dolu olursa uyuyamazsınız .


Yatağın altında bir takım eşyaların olması veya bazalı, sandıklı yatakların altının dolu olmasının kişinin uykusu üzerine etkisini anlatan Ahmet Maranki, "Enerjinin dönmesi lazım. Yatağın altı dolu olursa enerji içeride dönemez. Başınızı cama doğru yaslarsanız da uyuyamazsınız. Elektromanyetik dalgaların bombardımanına uğrarsınız" diye konuştu.

Prof. Dr. Ahmet Maranki, yatış yönünün de insan bedeni üzerindeki etkisinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Başınız güneye gelmeli. Meridyenlerde enerji akımları vardır. Eğer farklı yönde yatarsanız, bu enerji alanları sizi biçer. Güney yönüne dönerek yatmak çok önemlidir" dedi.


Kaynak:Televizyongazetesi




Haziran 29, 2009

SIKICI AMA ÖNEMLİ! ESKAZA MI YAŞIYORUZ!

Elktromanyetik radyasyon saçıyor...

29.06.2009 10:38Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, elektronik cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyona bazı teknikler kullanarak en az seviyede maruz kalmanın mümkün olabileceğini belirtti.

Çerezci, elektronik cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyona bazı teknikler kullanılarak en az seviyede maruz kalmanın mümkün olduğunu ifade etti.

Elektromanyetik radyasyon açısından elektronik cihazlar sıralanırsa cep telefonunun en ön sıralarda geldiğini bildiren Çerezci, ''Cep telefonları, yüksek gerilim hatları, radyo televizyon kuleleri ciddi şekilde elektromanyetik radyasyon yayıyor. Yüksek gerilim hatları ve radyo televizyon kulelerinin 500 metre yakınında ev bulunmaması lazım'' diye konuştu.

ARAÇTA CEP TELEFONUYLA GÖRÜŞMEYİN!

''Cep telefonlarını mümkün olduğunca az ve tekniğine uygun kullanmamız gerekiyor. Araçta mümkün olduğunca cep telefonuyla görüşmememiz gerekiyor. Görüşme sırasında araçta elektromanyetik dalgalar dolaşıyor. Kafesin içine girdiği için cep telefonu yüksek güçte çalışıyor. Elektromanyetik dalga çıkış şansını zorluyor, açık havadaki gibi değil. Bu da araç içindeki elektromanyetik dalganın dolaşmasına ve bulunmasına ortam hazırlıyor. Dolayısıyla 'araç içinde cep telefonu görüşmesi yapabilirsiniz, herhangi bir zarar görme durumu yok' deseler bile araç içinde elektromanyetik radyasyon olacak. Cep telefonu görüşmesi yapacaksak kapalı mekanlarda pencereye yakın yerlerde konuşma yapmamız gerekiyor. Bu durumda cep telefonu baz istasyonuyla daha rahat iletişim kuracak ve daha az dalga yayacaktır. Daha yüksek güç daha fazla radyasyon anlamına geliyor. Telefon görüşmesi yapacaksak koridorda yapmamayı tercih edelim. Kulağımızı pencereye çevirerek görüşme yapmamız lazım. Başımızı pencereye çevirip cep telefonuyla konuştuğumuz sol kulağımız pencere yönünde olmalı. O zaman cep telefonunu sağ kulağımıza tutmayacağız. Bunlar birer teknik.''

''Bazıları 'Baz istasyonlarını şehrin sadece tepelerine dikelim, şehir içinde olmasın' diyor. 'Baz istasyonları şehir içinde olmasın' demek teknik açıdan mümkün değil. Baz istasyonu yakında olursa cep telefonları daha az güçte çalışacak ve dolayısıyla daha az manyetik radyasyon yayacaktır. Cep telefonsuz hayat düşünmeyeceksek etkilerini minimuma indirmemiz gerekiyor. Temel ilke elektromanyetik radyasyondan en az seviyede etkilenerek yaşamımızı nasıl sürdüreceğimiz konusudur. Bunun yollarını aramamız lazım.''

Şarjı uzun süre giden cep telefonlarını kullanmanın en iyi tercih olacağını ifade eden Çerezci, söz konusu telefonların daha düşük güçte çalışması nedeniyle daha az elektromanyetik radyasyona maruz bırakacağını belirtti.

Cep telefonunun yatarken kesinlikle başucuna konulmaması gerektiğini söyleyen Çerezci, şunları kaydetti:

''Cep telefonlarının antenleri arka kısmında olduğu için taşırken ekranı vücudumuza, anteni dışa bakacak şekilde taşımak çok önemli. İlk çağrı alındığı an elektromanyetik radyasyonun an yüksek seviyede olduğu durumdur. Böylece elektromanyetik dalga vücudumuzun iç kısmına değil de dışa doğru yönelecektir. Tersi durumda pantolonumuzda taşıdığımız cep telefonu nedeniyle vücudumuzun alt kısmı elektromanyetik dalga ile ışınlanır. Vücudumuzun alt kısmı bilindiği gibi üreme organlarının bulunduğu bölüm. Su dokularının ve su oranının fazla olduğu bölgelerdir. Vücudumuzun alt bölgesi su oranının fazla olması nedeniyle elektromanyetik radyasyonu ciddi şekilde absorbe (soğurma) eden bir yapıya sahiptir. Bu konularda ihtiyatlı davranmamız lazım. Mümkün olduğunca sabit telefonla görüşmemiz gerekiyor. Eve gittiğimizde belirli bir saatten sonra cep telefonlarını kapatabiliriz.''

TASARRUFLU AMPULLERİN YAKININDA DURMAYIN!

''Enerji tasarrufunu kabul ediyoruz ama ampullerin bazı kullanım şartları olmalı. Öğrencilerin çalışma masalarında tasarruflu ampul kullanmamak lazım. Neden? Çünkü tasarruflu ampullere yakın duruyorsanız çok şiddetli bir radyasyonla baş başa kalırsınız. Bunun için baz istasyonunun yanına gitmeye gerek yok. Baz istasyonunu evinizin içine getirmiş oluyorsunuz. Tasarruflu ampuller yüksek tavanlı odalarda kullanılıyorsa sorun yok, başımız ampulden 1,5 metre uzaktaysa sorun yok ama tabii ki yine de elektromanyetik dalga yayıyor.''

MİKRODALGA FIRIN KULLANIMI!

''Mikrodalga fırını mutfakların görselliğini tamamlaması açısından herkesin çok rahat görebileceği yere koyuyorlar. Mikrodalga fırın çalıştığı zaman çocuğun baş hizasında olmamalı. 1,40 metrenin mutlaka üstünde olmalı, insanların en az geçtiği yere konulmalı. Mikrodalga fırının bulunduğu duvarın arkasındaki odada çocuk beşiğinin bulunmamalı. Arka tarafına da sızıntı oluyor. Ön tarafına çok ciddi oranda mikrodalga yayıyor. Çalışırken hiçbir zaman yanında durmayacaksınız. En az bir metre uzağında olacaksınız. Çalışırken 20 santimetre önünden bir çocuk sürekli geçiyorsa çocuğu mikrodalgayla ışınlıyorsunuz demektir. Mikro dalga fırın çalıştığı zaman evinizde baz istasyonu var demektir. Mikrodalga fırının çok yakınındaysanız baz istasyonuyla karşı karşıyasınız demektir.''

Elektromanyetik radyasyondan korunmak için kadınlara kolye, nazarlık ve süs eşyası şeklinde ürünler sunulduğunu, cep telefonuna yapıştırılan etiketler satıldığını kaydeden Çerezci, ''Bu ürünleri inceledik. Elektromanyetik dalgayı azaltıcı hiçbir olumlu etkisine rastlamadık. Bu ürünleri kesinlikle kullanmıyorum, alınmasını da

Nisan 06, 2009

10 PRATİK DİYET 9. VE 10. YEMEĞİ



  • Yeşil sebzeli pilav
Hazırlama 40 dak. / 375 kalori
4 kişilik

Malzemeler
  • 1,5 su bardağı pirinç (pirinci limonlu,tuzlu suda 20dk.bekletin)
  • 3 su bardağı sıcak su
  • bir bardak bezelye
  • 2 tutam kadar taze fasulye
  • 10 adet ıspanak yaprağı
  • 2 taze soğan
  • bir bardak kadar iç bakla (tuzlu suda 5 dk.haşlayın)
  • 2 çorba kaşığı z.yağı
  • bir çay bardağı rendelenmiş kaşar
  • tuz,karabiber,kimyon
Fasulyeleri (uzunlamasına),ıspanakları,taze soğanı doğrayın.Pirinci yıkayıp süzün.Z yağını ısıtın ve pirinci ekleyin.Sıcak su,tuz ve baharatları ilave edip kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.Tüm sebzeleri (sırasıyla;fasulye 5dk.sonra bezelye ,bunlar yumuşayınca,ıspanağı ekleyin 3-5 dk.daha pişirin)Sebzeleri süzüp ,pilava edip harmanlayın.
Üzerini kağıt havlu ile kapatıp 5 dk.dinlendirin.
Sıcak servis yapın.Servis tabaklarına alınca üzerine kaşarı serpin.



  • Enginarlı dana biftek
4 kişilik
Hazırlama 30 dk. / 200 kalori

Malzemeler
  • 400 gr.dana biftek
  • 3 enginar
  • limon
  • 3 çorba kaşığı kepekli un
  • yarım yemek kaşığı tere yağı
  • 1 su bardağı sıcak su
  • 3-4 dal maydonoz
  • tuz,karabiber,pulbiber
Enginarları temizleyip küçük küçük doğrayın,limonlu suya koyun.Etleri kepekli una bulayın.Tereyağını teflonda eriterek etlerin iki tarafını kızartın.Sıcak suyu ilave edin kapağını kapatıp kısık ateşte 10 dk.pişirin.Enginarları süzüp ilave edin ve 10 dk daha pişirin.Tuz,karabiber,pulbiberi ilave edin.Maydonozu kıyıp üzerine serpiştirin.Sıcak servis yapın.
Afiyet olsun!

10 pratik diet yemeklerim bunlardı.Diet stresine girmeden kolaylıkla yapacağımız yemekler bunlar.Umarım yapar ve faydasını görürsünüz.Sonuçtan da beni haberdar edersiniz artık.

Nisan 04, 2009

10 PRATİK DİYET 7. VE 8. YEMEĞİ





























  • Ekmekli yaz salatası

Yaz geliyor sebzeler bollaşıyor,zaten her şey var
şükürler olsun.

Hazırlık 15 dk. / 275 kalori

Malzeme
  • 2 dilim diyet ekmek
  • 1 salatalık,1 domates
  • 1 taze sağan
  • 2-3 dal maydonoz
  • 1 dal nane
  • yarım demet roka
  • 1 diş sarımsak
  • 1 talı kaşığı z.yağı
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu
  • 1 çay kaşığı elma sirkesi
  • tuz,kekik,pulbiber
Ekmeklerin iki tarafınada z.yağı sürüp ,fırında veya yağsız tavada kızartın.
Domates,salatlaık,soğan,roka ve diğer malzemeleri dilimleyin.
Ekmekleri servis tabağına alın.
Üzerine sarımsağı,soğanı ,domatesi,salatalığı ve diğer malzemelerle koyun
üzerine pulbiber,kekik ,sirke ve limonu gezdirin.
Bu salatayı otları değiştirerek çok sık yiyebilirsiniz.
İsterseniz bir-iki adet cevizde ekliyebilirsiniz.

  • Tavuk kıymalı kabak dolmas

Hazırlık 55 dk. / 310 kalori4 Kişilik

Malzemeler
  • 8 adet ince kabak
  • 250gr.tavuk göğüs eti kıyması
  • 2 dilim ekmek içi
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı kadar rendelenmiş kaşar
  • 1 çay kaşığı muskat
  • 2 çorba kaşığı z.yağı
  • i çay bardağı su
  • tuz,karabiber
Ekmek içini sütle ıslatıp,elinizle sıkıp ufalayın.
Kabakları ortadan kesin ve içini oyun.
Tavuk kıymasının üzerine ufalanmış ekmek içini,
muskatı,tuz,karbiberi,yumurtayı,oyarak
çıkardığınız kabak içini,kaşar peynirini
(kaşar peynirinden 2 kaşık ayırın) koyarak karıştırın.
Kabakların içlerine karışımı paylaştırın.
Kabakları fırın kabına yerleştirin.
Suyu,z.yağını kabakların çevresine gezdirin,
biraz tuz serpin,üzerini alüminyon folyo ile sarın.
Önceden ısıtılmış 180derecelik fırında 20 dk. pişirin.
Bu arada folyoyu çıkarın,2 kaşık ayırdığınız kaşarı
kabakların üzerine serpin.5 dak.daha pişirin.
Sıcak veya ılık servis yapın.
Afiyet olsun!

Nisan 03, 2009

10 PRATİK DİYET 5. VE 6. YEMEĞİ






















  • Kabak mücver


Bu yemeği neredeyse hepimiz yaparız ve severiz.

Hazırlama 25 dk. / 185 kalori

2 KİŞİLİK

Malzemeler

  • 2 kabak
  • 1 çorba kaşığı kepekli un
  • dereotu
  • 1 yumurta akı
  • 1 tatlı kaşığı rendelenmiş kaşar
  • 1 talı kaşığı,z.yağı veya ayçiçek yağı
  • tuz,karabiber

Kabaklar rendlenir ve suyu sıkılır.Yumurta akını kar haline getirin.Kepekli una,dereotu,tuz,kaşarpeyniri,karabiberi karıştırıp harmanlayın.Yumurta akını yavaş yavaş yedirerek ekleyin.Düzgün bir karışım olunca,kızdırılan yağa kaşık kaşık alarak ,iki tarafıda kızarınca bir havlu kağıt üzerinde fazla yağını aldırın.Sıcak servis yapın.
Afiyet olsun!

  • Susamlı ve hardallı et

Hazırlama 35 dk. / 355 kalori

Malzemeler

  • Bir kuzu külbastı veya biftek
  • çorba kaşığı ufalanmış ekmek içi
  • 1 çay kaşığı hardal
  • 1 talı kaşığı susam
  • 1tatlı kaşığı z.yağı
  • tuz,kekik,karabiber

Ekmek içi,susam ,tuz,kekik ve karabiberi harmanlayın.
Hardalı fırçayla etin iki tarafına sürün.
Z.yağını kızdırın ve eti kızartın.Kağıt havlu üzerinde yağını çektirin.
Sıcak sıcak olarak yiyin.
Afiyet olsun!



Önemli notlar;

  • Kalori hesabı yaparak, günlük 1200-1300 kalorilik menüler hazırlamalıyız.
  • 1,5 -2 litre su içmeliyiz.
  • Şeker ve beyaz undan kaçınmalıyız.
  • Gazlı içecekler içmemeliyiz.
  • Meyva suyunu genellikle kendimiz yapmalıyız.
  • Protein günlük olarak alacağımız kalorinin %15-20'si olmalıdır.
  • öğün atlamamlıyız.
  • 3 ana,2 ara öğün olarak yemek yemeliyiz.
  • Akşam geç vakitler yemek yememeliyiz.

Kalori yağa döner ve belli bölgelerde birikir.
Hangi spora yatkınsanız onu günlük olarak yapın.
Bağırsaklarımızın düzenli çalışması çok önemlidir.(Bol salatalık tüketin,1 tatlı kaşığı yıkanmış keten tohumunu çiyneyerek yiyin.)

Nisan 02, 2009

10 PRATİK DİYET 3. VE 4. YEMEĞİ



























  • Patatesli patlıcan sandviç

Hazırlama 35 dk./ 215 kalori

Malzemeler
  • 2 kalın dilim bostan patlıcanı
  • 1 küçük patates
  • az dereoto,semizotu( yoksa başka bir yeşillik olablir)
  • Bir çorba kaşığı soya filizi( ben pırasa kullandım)
  • 1 tatlı kaşığı z.yağı*tuz,karabiber
Teflon tavayı yağlayıp patlıcanları kızartın.Patatesleri bir süzgeç üstünde buharla pişirin,soyun ve ezin.
Sebzelerlerden bir miktar ayırın.
Kalan sebzeleri doğrayın ve püreye ekleyin.Tuz ve karabiberide akleyin ve iyice karıştırın.
Servis tabağına alarak resimdeki gibi süsleyin.
Afiyet olsun!

  • Fırında fasulyeli graten
Hazırlama 30 dk. / 220 kalori

Malzeme

  • yarım kg dan az taze fasülye (300gr.)
  • yarım su bardağı rendelenmiş kaşar
  • Kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığından az tereyağı (30 gr. civarı)
  • tuz,kırmızı pul biber

Fasulyeleri az tuzlu suda haşlayın.Tereyağı,sarımsak ile fasulyeleri sotoleyin.
Fasulyeyi fırın kabına alıp,üzerine peynirleri ve pul biberi serpin.
200 derecelik fırında peynir eriyenceye kadar pişirin.Sıcak olarak yiyin.
Afiyet olsun!























Nisan 01, 2009

10 PRATİK DİYET YEMEĞİ 1.si


Mayonezli ve Cevizli Salatalık

Hazılama 15 dk. / 315 kalori

*1 salatalık
*1,5 çorba kaşığı mayonez
*nane yaprakları(maydonoz,tere de olabilir)
*yarım çay kaşığı hardal
*az tuz

Salatalığı ikiye bölup,ortasını çıkarın.Mayonezi,ortadan çıkarılan salatalıkları,hardalı karıştırıp kesilen salatalıklara yayın.Üzerine nene yaprakları,bir adet ceviz içini koyun.
Afiyet olsun

Not:salatalığın 100 gr.mında 14 kalori var. Kabızlığı önlüyor ve vücuttan su atılımını sağlıyor.Bolca tüketilebilir.


10 PRATİK DİYET YEMEĞİ

Daha önceki yazılarımda "METABOLİZMANIN ÇALIŞMASI VE NASIL KALORİ HARCARIZ" ile igili konularda yazmıştım.

Ben bu yemekleri bazen baharatlarını değiştirerek uyguladım.Yemekleri genellikle fırında ve yağsız olarak tavada hazırladım.
Hiç üşenmedim.
Bol su tükettim.
Her gün birer adet olarak mevsim meyvelerinden tükettim.(muz hariç)
Yürüdüm,pedal çevirdim,su şişeleriyle ağırlık çalıştım.
Yani kendimi öldüresiye diyet uygulamadan kilo verdim.
Geçen yıl 2 ayda 5 kg verdim.Benim için yeterliydi.

Mart 31, 2009

METABOLİZMAYI ÇALIŞTIRMANIN YOLLARI 3.BÖLÜM


















Aslında bunları vakit buldukça hepimiz yapmalıyız.

30 dk.spor yaparak ne kadar kalori harcıyoruz.Kendimizi buna göre ayarlıyabiliriz.

Bisiklet;
Hızlı pedal çevirerek 30 dk.da 260 kalori harcıyoruz.
Yüzme;
Serbest yüzme ile 300 kalori ,kelebek stili ile 450 kalori,
sırtüstü stil ile 200 kalori harcarsınız.
Hafif koşu;
Açık havada 30 dk.koşu 300 kalori verdiriyor.
Eğer koşamıyorsanız hızlı bir tempoda yürüyerek bu kaloriyi verebilirsiniz.
Tenis;
30 dk.lık tenis oynamayla 250 kalori verebilirsiniz.

Benim yaptığım,hızlı yürümek,pedal çevirmek ve vücudu esnetme hareketleriydi.
Yapılması gereken bu hareketleri rutin bir hale getirmektir.Siz nelerden hoşlanıyorsanız onu yapın.

Daha fazla nasıl kalori harcarız

*Birden bire kalori harcamayın,vucudu alıştıra alıştıra kaloriyi azaltmaya bakın.
*Kaslarınızı çalıştırın.Vucudu esnetin.(Su şişeleri çok işe yarıyor.)
*Erken yatın,erken kalkın.Bu işte uyku çok önemli.
(Akşam yemeğini çok hafif yiyin)
*Meyva ve sebzeyi çok tüketin.
(Açlık hissettiğinizde,dolabınızda yıkanmış sizi bekleyen meyve ve sebzeler olsun.Tuzağa düşmeyin)
*Kesinlikle öğün atlamayın.Hatta öğün aralarınızda meyve,sebze,fındık,ceviz gibi şeyler yiyin.Bünyenizi bir nevi kandırın.
*Proteini ihmal etmeyin.Proteinler daha çok yağ yakılmasına yardımcı olur.
( Ben bir et yemiyen olarak proteini, daha çok yoğurt,yumurta,sütle dengelemeye çalışıyorum.Ama B12 kırmızı ette olduğu için eti tüketmek gerekiyor.)
Enerji için protein ve yağlar şart.Bunlarıda abartmadan yemeliyiz.

Mart 30, 2009

METABOLİZMASI YAVAŞ ÇALIŞANLAR NELER YAPMALI 2. BÖLÜM


Metabolizması yavaş çalışanlar;
Günde 3 tatlı kaşığı zeytin yağı,az miktarda elma sirkesi,limon,çeşitli baharatlar,tatlandırıcı olarak 2 çay kaşığı bal veya pekmez kullanabilirler.
(Ben tatlandırıcı ve neskafe olarak keçiboynuzukahvesi kullandım)

*Sınırsız salata,süt ve yoğurdun light olanını tüketin.Bunun yanında 1.5 litre su için.
Sebzeleri fırında veya az yağda teflon tavada sote ederek pişirin.
1200-1300 kalorilik diyetle 3 kg vermek mümkün.
*Her şey yiyebiliyoruz ama porsiyonlar küçük olacak.
*Makarna ,et gibi gıdaların yanında bol yağsız salata tüketin.
*Sık sık az yiyin.Ara öğünlerde Süt,meyva suyu,meyve salatası yiyebilirsiniz.
*Akşam yemeğinde az yemek tüketin.
*Ceviz , fındık yarım avuç muhakkak yiyin.
*Şeker,undan uzak durun.Tuzu çok az tüketin.
*Proteinli gıdaları muhakkak bir öğün tüketin.
*Öğün atlamayın.

Ben bu şekilde 1 ayda 3,5 kg vermiştim.Hiçbir şey kısıtlamadım.Sadece,şeker,unlu gıdalar tüketmedim.Tuzu az kullandım.
Bol bol yürüdüm.Kaslarımı çalıştırdım.

30dk.ev işi yaparak kaç kalori harcarız;

*Bulaşık yıkayarak 35 kalori,
*Örgü örmek 40kal.
*Cam silmek 50kal.
*ütü yapmak 60kal.
*Elektrikli
süpürge
kullanmak 100-150 kal.
*Merdiven
çıkmak 200kal.

Yarın bu konuya devam ederim.Hangi yemekleri yaptım ve tariflerini veririm.

Mart 29, 2009

METABOLİZMA TESTİ 1.BÖLÜM







Bizzat benim tarafımdan denenip uygulanmış 10 pratik diyet yemekleri,kalori harcıyacak ipuçları ;
Ben Dr. veya bu konuda uzman değilim fakat bu yolla kendimi ölçüp biçip bedenimi yola koyuyorum.

Öncelikle metabolizmamız nasıl çalışıyor testiyle başlıyorum.
Buna kaçak cevap vermeden yanıtlamalısınız.

  • Sabahları yataktan yorgun mu kalkıyorsunuz?
  • Öğle yemeğinden sonra uykunuz mu geliyor?
  • El ve ayaklarınız sürekli üşüyor mu?
  • Sık sık şişkinlik hisseder misiniz?
  • Kilo sorununuz var mı?
  • Çabuk kilo alır mısınız?
  • Çabuk yorulur musunuz?
  • Sık sık hazımsızlık çeker misiniz?
  • Kas sorunlarınız var mı?
  • Geceleri uyumakta zorlanır mısınız?
  • Cildiniz kuru mu?
  • Tatlı yiyeceklere düşkün müsüz?

Cevaplar Evetse 1 puan,hayırsa 0 puan olacak şekilde sonucu toplayın.

DEĞERLENDİRME
0-4 puan arası:Metabolizma hızlı çalışıyor.
Yaktığınız enerjiyi geriye almak için,her şeyden dengeli bir şekilde yiyebilirsiniz.

5-7 puan arası:Metabolizma normal çalışıyor.
Her türlü spora uygunsunuz.Yine dengeli bir şekilde her şey yiyebilirsiniz.Porsiyonlar küçük olacak.

8 puan :Metabolizma yavaş çalışıyor.
Bu durumda kandaki şeker yavaş yanıyor.Protein ve yağlar çok yavaş enerjiye dönüşüyor.Kilo almaya müsait bünyeye sahipsiniz demektir.

DEVAMI YARIN...